/

Diyanet: Topluma duyarlıysa lüks harcamasında sakınca yok

diyanetDiyanet işleri başkanı bir milyon liralık bir Mercedes aldı. Kendisi daha ucuza aldı ama sonuçta bir milyon liralık araba kullanıyor. Ben de kafası karışmış bir insan olarak Diyanet.gov.tr adresine giderek Diyanet’in lüks tüketime bakışını sordum. Lüks tüketim yapanları nasıl uyarmalıyız diye sordum. Aldığım cevap noktasına virgülüne dokunmadan aşağıdaki gibi:

Cenab-ı Allah her insanı kendisine verdiği nimetlerden hesaba çekecektir. Her müslüman kendisine verilen nimetlerin şükrünü eda etmek ve bu nimetleri Cenab-ı Hakkın rızasına uygun olarak kullanmakla mükelleftir. Bu bağlamda kişi nimetlerin Allah’ın farz kıldığı hakkını eksiksiz verip kibre, ucuba ve başkalarını tahkir durumuna düşmeden, diğer müslüman kardeşlerine ve toplumuna karşı duyarlılığını yitirmedikten sonra kendi konumuna uygun olarak gerektiğinde lüks harcamalarda bulunmasında bir sakınca yoktur.  Dolayısıyla çok zengin ve imkanı olan birinin insanları aldatmak ve kandırmak için kendisine  fakir ve mütevazi süsü vermesi ya da kendisine verilen nimetleri gizlemeye çalışması dinen doğru bir davranış olmadığı gibi gerektiği yerlerde imkanı da varken İslam’ın ve müslümanın izzetini zedeleyecek şekilde cimri davranması da doğru bir davranış değildir. Zira Peygamber Efendimiz (s.a.s.) huzuruna pejmürde kıyafetle gelen varlıklı birini, “Allah sa­na mal verdiyse, O’nun nimet ve ikramı eseri üzerinde görülmelidir!” (Ebu Davud, “Libas”, 14; Tirmizi, “Edeb”, 54) diyerek ikaz etmiştir. Bu şekilde Allah Teala’nın kuluna verdiği nimeti kulunun üzerinde görmekten hoşlandığını belirtmiştir. Ancak bu malı saçıp savurma ve zayi etme hakkı olarak algılanmamalıdır. Zira böyle bir davranış da hem Kur’an’da hem de Peygamber Efendimiz’in mübarek beyanlarıyla yasaklanmıştır ( Bkz. İsra, 26-27; Muvatta, Kelam, 20; Buhari, İstikraz, 19) ve bir müslüman bir nehir kenarında bile abdest gibi bir ibadet yaparken dahi suyu aşırı kullanmamak ve israf etmemekle emrolunmuştur. (İbn Mace, Tahare 48, Had. No: 419; Ahmet b. Hanbel Had. No: 6768). Dolayısıyla lüks tüketim kişiden kişiye değişen bir özellik arzetmektedir; birisi için lüks ve gereksiz olan bir harcama bir başkası için son derece gerekli ve zorunlu bir harcama olarak görülebilir ve o kimsenin bu harcamayı yapmaması cimrilik ve hata olarak değerlendirilebilir. Dolayısıyla bütün bunların birbirine karıştırılmaması gerektiği gibi bir başkasını uyaracak olan bir kimsenin belli bir ilmi birikim ve kültüre sahip olması ve yetkili olması da büyük önem taşımaktadır. Aksi takdirde başkalarının hata ve günahlarını araştırmak, yerli yersiz başkalarını itham etmek vb. dinimizin asla tasvip etmediği durumlar ortaya çıkabileceği gibi kişi kendisini unutma, kendi eksik ve hatalarını görememe ya da kendini kusursuz görüp kibirlenme gibi kişiyi helake götüren bir yanlışa da düşebilir.

Ben bu açıklamalara şaştım kaldım. Ama Diyanet diyorsa doğrudur diyeceğiz sanırım…