Bursa’da Osmangazi Belediyesi’nde çalışan İlhan Öğrenç adlı kişi sosyal medyada “Gezi Parkı eylemcilerine destek verdiği” nedeniyle tazminatsız olarak işten çıkartıldı. Bursa merkez Osmangazi Belediyesi Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü’nde 12 yıldır grafik tasarımcısı olarak çalışan 34 yaşındaki İlhan Öğrenç, sosyal medyada ‘Gezi Parkı eylemcilerine destek verdiği ve 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı öncesi yaptığı paylaşımlarda devlet büyüklerine hakaret ettiği’ iddiasıyla, tazminatsız olarak işten çıkartıldı. Kasım ayında Belediye Başkanı AKP’li Mustafa Dündar imzası ile Teftiş Kurulu’nun yaptığı soruşturma sonucu, İş Kanunu’nun 25’inci maddesine göre işine son verildiğini belirten Öğrenç, kendisine Gezi olayları sırasında ve 29 Ekim öncesi sosyal medyadaki paylaşımlarının sorulduğunu söyledi.
Öğrenç, “Ben sosyal paylaşım sitemden Gezi Parkı olaylarıyla ilgili, ‘Suriye’de ölenler Müslüman da, bizim ölen 4 çoğumuz ne?’, 29 Ekim’de de, ‘hastalanacak devlet büyüklerimize acil şifalar diliyorum’ gibi bir kaç yazılı mesaj gönderdim. Birçok kişinin yazılarını paylaştım. Kurumlara ve kişilere hakaret içeren yazılar göndermedim” dedi.
Müfettişlere, devlet büyüklerine hakarette bulunmadığını ve bundan sonraki paylaşımlarında dikkatli olacağımı söylemesine rağmen işten çıkartıldığını öne süren Öğrenç, avukatı aracılığı ile İş Mahkemesi’ne dava açtığını belirtti.
Osmangazi İlçe Belediyesi Basın Halkla İlişkiler Müdürü Gülşah Cebelli, Gezi olayları başladığında Başkan Mustafa Dündar’ın personeli, ‘paylaşımları konusunda dikkatli olmaları ve sivri çıkışlar yapmamaları’ konusunda uyardığını belirterek şunları söyledi: “İlhan Öğrenç, bu uyarıyı iletmemize rağmen paylaşımlarına devam etti.
Bizim çalıştığımız kurum belli. Burası bir AK Partili belediye. Kimse çalıştığı kurumda patronuna hakaret edemez. Kendisini üç kez uyarmamıza rağmen ‘Bu benim özelim. İstiyorlarsa işten çıkartsınlar’ diyerek devam etti. Bu bir iki paylaşım sonucu değil 7- 8 aylık bir süreç. Son olarak Teftiş Kurulu tarafından çağırıldı. Devlet büyüklerine hakaret içerikli paylaşımlarından dolayı da işine son verildi. Kendisi ile kişisel olarak veya çalışan olarak bir sıkıntımız yok.”
Bu noktada iş çirkinliğe varıyor. Çirkinlik noktalarını TKNLJ stilinde teker teker sayalım:
- O belediye insanları fikirlerine göre değil yaptıkları işlere göre tasnif eder. Oranın bir AKP belediyesi olması, AKP padişahlık, Erdoğan padişah olmadığı için tüm fikirlerine katılmamız anlamına gelmez
- İnsanların özeli ve geneli vardır. Eğer iş yeri kuralları iş saatlerinde onun tarafsız davranmasını gerektiriyor olabilir. Ama iş dışında kimi sevdiği, hangi takımı tuttuğu hangi partiye oy verdiği ya da hangi dine inandığı kimseyi ilgilendirmez. İlgilendirir diyen cahil ve aptaldır.
- Bir partiyi sevmesi ya da sevmemesi insanı sivri çıkışlı yapmaz. Mesela bu arkadaş Rabia yazsaydı o zaman yumuşak çıkışlı mı olacaktı? İnsanları düşünce yapılarına göre sivri ya da küt olarak niteleyemezsiniz.
- Hakaret sebepli işten çıkarılmasına sonuç doğuracak bir durum da yok ortada yazdıklarına bakılırsa…
- AKP’nin bu ülkeye getirdiği belki de en kötü şey, insanların AKP ve içindekileri korumaya yönelik kanunların ötesine geçen bir otokontrol mekanizması oluşturması… Özgürlükler, otokonhtrolle kısıtlanıyor artık…