Montesquieu adında bir densiz, 1748 yılında Kanunların Ruhu (De L’Esprit Des Lois) isminde bir kitap yazdı. Kanunlar, güç ve devlet erkleri üstüne Fransız devrimlerinin de anayasasına temel oluşturan bu kitapta geçen kavramlardan biri gücün gücü kesmesiydi. Kabaca bir açıklamayla devlet yönetim gücünü üç eşit parçaya bölmüştü Montesquieu: Yasama, yürütme ve yargı. Bu kavramlar, aynı taş makas ve kağıt oyunundaki gibi birinin diğeri üstüne tahakküm kurmasını engelliyordu. Bunlardan birinin diğerine baskın olması, üstüne temelendirdiğiniz tüm demokrasinin yerle bir olmasına neden olabilecekti.
Bugün gazetelere enteresan bir haber girdi: İçişleri Bakanı Muammer Güler, sosyal medyada bir operasyon yapılacağını, bunun için de kanunlar çıkarılacağını söyledi. Bu haber aslında üstünde durulması gereken önemli bir mesaj taşıyor: Çünkü yürütmenin başındaki isimlerden bir bakan, yargının bakış açısını üstüne alarak tutuklamalar yapılacağını söylerken bunu da yasamanın hayata geçirmesine kesin gözüyle baktığı kanunları şimdiden müjdeleyerek yaptı.
Bu herkesin dikkatini çekmemiş olabilir. Ama yine insanların dikkatlerinden kaçma ihtimali olan bir kavram üstünde duralım: Sosyal medya üstüne çıkarılacak yasaların insanları tahrikten koruması öngörülüyor. Bu söylem beni çok korkutuyor. Çünkü hırsızlıktan korunmaktan bahsettiğimiz zaman konu çok net bir biçimde tanımlanabiliyor: Birinin kendine ait olmayan bir şeyi, bunun ait olduğu bireyin rızası dışında alması… Ama tahrik deyince. İşin içinden çıkamıyorum.
Mesela politikacıların demeçlerinden tahrik olan insanlar var. Benim yazdıklarımdan tahrik olan insanlar var. İnternetteki resimlerden tahrik olan insanlar var. Örneğin duran bir adamdan tahrik olan insanlar var. Bunun net tanımını nasıl koyacağız da güçler ayrılığının bu kadar birleştiği bir ülkede kanunlaştıracağız bilemiyorum.
Bunun yanında ben kendi adıma insanların internette yanıltılmaması için eğitim misyonumu yerine getiriyorum. İnsanlara sahte resimleri gerçeklerinden nasıl ayırabileceklerini anlatıyorum. Ama ben bu konunun piri değilken orta ve alt seviyeli internet kullanıcılarını buna ikna etmek nasıl olacak bunu da bilemiyorum. TKNLJ yetmez bunun için okullardan başlayan topyekün bir eğitime ihtiyaç var. Bu eğitimi vermeye bunu paylaşan insanları hapse atarak başlatmak bence en iyi yöntem değil.
Bir süre sonra insanların korkarak artık herhangi bir yazı paylaşmaması durumunun oluşması belki birilerinin işine gelebilir. Ama büyük resme baktığımızda bnun hepimize zarar getireceği aşikar.
İnsan yargıdan korkar mı? Köpekbalıklarından korkar. Örümcekten korkar. Kanserden korkar. Ama ben korkuyorum. Bu bakış açısıyla neredeyse ülkemden korkuyorum. Çünkü eğer bu kanunlar yargıdan geçirilirse inanılmaz bir cadı avı başlayacak. Fikirlerini beyan eden sıradan insanlar da bu ayrıştırmanın içine girecek. Yüzde 100 suçsuz olsanız bile yaftalanacak ve işinden gücünden manevi varlığından olacak insanlar.
Güçler ayrılığı olsa… Yasama, yürütme ve yargı birbirini doğruya doğru götürebilecek olsa bu kadar korkmazdım. Ama şimdi it gibi korkuyorum benim ve herkesin başına gelebileceklerden. Şimdi ağzından salyalar akıtarak bir görüşün üstüne gidenler ileride anlayacaklar başlarına gelebileceği. Belki şimdilik ben korkuyorum.
Daha fazla uzatmayayım kimse tahrik olmasın.