internet

Cumhurbaşkanı internetle bağımsız olur

/

basinÜlke yepyeni bir seçim sürecine giriyor. Şimdiye kadar vekillerin seçtiği cumhurbaşkanını biz halk olarak seçeceğiz. Aynı ABD’de olduğu gibi. Bu yüzden de ABD’nin konuyla ilgili kanunlarını kendimize adapte ettik. Mesela cumhurbaşkanı adayları partilerin korumasında olmayacak. Kişilerin bağışlarıyla kampanya yapacak.

Para niçin gerekiyor? Elbette fikirlerini halkla daha etkin yollardan paylaşabilmek için. Kim olduğunu, ne yapmak istediğini, neden diğerine oy verilmemesi gerektiğini anlatabilmek için. Bu konuda ülkemizde bariz bir haksızlık var çünkü adaylardan biri fiilen başbakanlık görevini sürdürüyor. Bu ne demek? Uçağa para vermiyor, mekanlara para vermiyor, korumaya para vermiyor, iletişime para vermiyor. Bu şartlarla diğer adayları eşitleyebilmeniz için kaba bir hesapla milyonlarca dolar gerekecek. Paranın kaynağı elbette adayın gelecekteki bağımsızlığını da garanti altına alacak. ABD başkanlık seçimi filmlerinde buna hep rastlamıyor muyuz?

Bunun için kullanılması gereken tek bir platform var, o da internet. Çünkü internette geniş kitlelere ulaşabiliyorsunuz. Çünkü internetten para toplayabiliyorsunuz. Örneğin bir kişiden 10 milyon TL almak yerine (komik olmayın bağış limiti 10 bin TL olabilir demokrasilerde ayakkabı kutuları da dahil olmak üzere mutlaka bunun bir çözümü vardır) 10 milyon kişiden birer TL almak bağımsızlığı garanti altına alır.

Bunun dışında basının büyük bir bölümünün hipnotize edilmiş olma durumu var: Başbakan cumhurbaşkanlığı adaylığını açıklayacağı zaman herkes büyülenmiş bir şekilde onun söyleyeceklerine kilitleniyor. Onun söylediklerini söylediği şeyiyle manşete alıyor. Nedenini tahmin etmek güç değil ama doğru kelimelerle dile getirmesi güç.

Basın gücünü ele geçirmek için yapılması gereken en önemli şey internet ve sosyal medya imkanlarını etkin bir biçimde kullanmak. Hem insanlara fikirlerinizi etkileşimli bir şekilde anlatabilirsiniz hem onların sorularını yanıtlayabilirsiniz hem de size karşı olanların kimler olduğunu görüp onları bizzat sizinle taraf olmaya itebilirsiniz.

Sosyal medyanın en önemli gücü de günümüzde konvansiyonel medyayı desteklemesi. Siz bir kanala çıkarak ortalığı yıkarsanız o kanalın rakipleri sizin haberinizi görmek istemeyebilir. Ama siz sosyal medyada aynı şeyi söylerseniz basının tamamına yakını sizin iletişiminizi kullanmaya yatkın olacaktır.

Özetle… Eğer fiili bir başbakana karşı cumhurbaşkanlığı yarışına giriyorsanız… Kesinlikle internet sizi özgürleştirir, bağımsızlaştırır. Bakalım adaylar bunu görebilecek mi.

Mastercard internetçileri kategorize etmiş, biz de edelim

/

internet kisilikleri

[tps_header]Gerçek Online Kişilikler[/tps_header]

[tps_title]Online kişilik nedir?[/tps_title]

Internet ve sosyal medyanın yoğun şekilde kullanılmaya başlanmasıyla birlikte, online kişilikler üzerinde de sıkça tartışılmaya başlandı. MasterCard çokça tartışılan online kişiliklerle ilgili bir araştırma yaparak, sosyal medya kullanıcılarının gerçek hayatlarından bağımsız online kişiliklerini belirledi.

MasterCard tarafından gerçekleştirilen “Dijital Paylaşım ve Güven Projesi”, tüketicilerin internete girdiklerinde “gerçek dünya”daki karakterlerini bir kenara koyarak hislerini, kişisel bilgileri konusundaki eylemlerini ve kendi verilerine ne kadar değer verdiklerini daha iyi yansıtan “online kişilikler”e büründüklerini ortaya koyuyor. Araştırmaya göre, internet ve sosyal medya kullanıcıları “Açık Paylaşımcılar”, “Salt Etkileşimciler”, “Sadece Alışveriş Yapanlar”, “Pasif Kullanıcılar” ve “Proaktif Koruyucular” olmak üzere beş farklı kişiliğe bürünüyor.

[tps_title]MasterCard Kişilikleri[/tps_title]

  • Açık Paylaşımcılar: Online tüketicilerin yüzde 21’i, ağırlıklı olarak erkeklerin yer aldığı (yüzde 60) bu kategoriye giriyor. Beşi arasında en dijital grup olan Açık Paylaşımcılar, online faaliyetlerinde risk almaktan kaçınmaya daha az meyilliler. Bunların yarısı günde 10 defadan fazla online oluyor ve kişisel bilgilerini paylaşırken karşılığında özel fiyatlar, erişim ve teklifler almayı bekliyor.
  • Salt Etkileşimciler: Bu kişilik (online tüketicilerin yüzde 21’i), en adanmış sosyal ağ kullanıcılarından bazılarını içine alsa da, bu kişiler teknolojiyi çok yakından takip etmiyorlar. Online alışveriş söz konusu olduğunda, bu kişilerin çoğunluğu (yüzde 80) ürünleri internet üzerinden araştırıyorsa da, yüzde 63’ü alışverişini gerçek mağazalardan yapmayı tercih ediyor.
  • Sadece Alışveriş Yapanlar: Bu online kişilik, alışveriş ve satın alımlarında bilgili olabilmek için yaptıkları araştırmalarda internete bel bağlıyor. Online tüm tüketicilerin yüzde 21’ini oluşturan bu internet kullanıcılarının çoğunluğu (yüzde 90) satın almadan önce ürünleri online olarak araştırırken yarısı da mağaza içindeyken cep telefonu ile en iyi fiyatları araştırıyor. Bu kitlenin sadece yüzde 37’si sosyal medya sitelerinin kendilerine yönelik reklamlar sunmak üzere kişisel verilerini kullandığını biliyor.
  • Pasif Kullanıcılar: Bu grubun üyeleri internetin değeri konusunda tam olarak ikna edilememiş durumdalar.  Bu nedenle de Pasif Kullanıcılar online kişilikler arasında internet ve sosyal medyada en az zaman geçirenlerden oluşuyor. online tüketicilerin yüzde 20’sini içeren Pasif Kullanıcılar, sosyal ağlara daha az bağlanıyorlar (sadece yüzde 48) ve yoğun olarak online alışveriş yapmıyorlar. Diğer kişiliklere kıyasla, mobil cihazları üzerinden alışveriş yapmaya daha meyilliler.
  • Proaktif Koruyucular: Online tüm tüketicilerin yüzde 17’sini oluşturan Proaktif Kullanıcılar, hedef kitle pazarlamasından fazlasıyla haberdarlar; yüzde 82’si pazarlamacıların arama ve tarama geçmişlerini baz alarak kendilerini hedefleyebileceğini biliyor. Sosyal ağları pek kullanmayan ve tüm kişilikler arasında mahremiyet ayarları konusunda en ihtiyatlı kişiler olarak dijital ayak izlerini korumak ve kontrol altına almak için tedbirler alıyorlar.