polis

Facebook’tan yapılan yoruma 4 günlük maaş kesintisi

/

facebook-likeBiz sosyal medya diyoruz, insanlar kendilerini ifade etsin diyoruz, devlet çıkardıkça suyunu çıkarıyor…

Ankara Emniyet Genel Müdürlüğü, Bilecik İl Emniyet Müdürlüğü kadrosunda görev yapan polis memuru İ.Ş. hakkında, sendikal faaliyetlerde bulunmaktan dolayı geçen şubatta soruşturma başlattı. Polis İ.Ş.’nin Facebook üzerinden yaptığı “mücadeleden sırf iç çekişmelerden dolayı çekiliyor veya bu mücadeleye desteğinizi kesiyorsanız size güle güle sırf ikballeri uğruna belli mücadeleleri bırakanları tarih affetmeyecektir” yorumunu tespit eden EGM, polis memuru hakkında soruşturma başlattı. İ.Ş. hakkında disiplin tüzüğün gereğince 6 ay kısa süreli kıdem durdurma cezası verilmesini talep etti. Ancak, polise 4 günlük maaş kesimi cezasını verdi.

Burada tartışılması gereken tek şey Facebook’ta kendini ifade edenlere langır lungur ceza vermeyin olmalıyken karşımıza neler çıkıyor? Facebook’tan hukuksuz delil elde etme… Yapılan yorumla verilen ceza arasında illiyet bağı… Facebook’un sözleşmesi (kişisel verilerinizin, ABD dahilinde aktarılmasına ve işlenmesine izin verirsiniz hükmünün, 657 sayılı Devlet Memurları Yasası’nın 2. bölümündeki “Sadakat”, “Tarafsızlık ve devlete bağlılık” ile çelişmesi) Hani utanmasalar Facebook’a bu verileri verdin sen casussun diyecekler…

Biz ülkece, hele hele hukukça Facebook sistemini hiç çözemedik.

 

Asker, polis ve MİT toplandı Twitter ve 3G’nin kapatılmasını tartıştı

/

sansurMilliyet gazetesi Ankara’dan müthiş bir haber geçti. Habere göre Ankara, Gezi kontrolüne hazırlanıyor. MİT Müsteşarlğı, Emniyet Genel Müdürlüğü, Jandarma Genel Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlığının Gezi Parkı eylemlerini ele aldığı zirveye TRT, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu, Anadolu Ajansı, Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü ile Telekomünikasyon Başkanlığından temsilciler de katıldı.

Toplantılarda istihbarat zafiyeti masaya yatırıldı ve en önemli tartışma, Taksim’de başlayan ve bir anda Türkiye’ye yayılan Gezi Parkı eylemleriyle ilgili neden istihbarat edinilemediği noktasında yaşandı. Toplantıda eylemlerin ilk günlerinde eylemlere katılanların, örgütsel bağları olmayan, toplumun farklı kesimlerinden, değişik yaş gruplarından katılımcılar olduğu konuşuldu. Bundan sonra yaşanması olası benzer olaylarda, istihbarat hizmetlerinde görevli kurumların örgütsel istihbaratla birlikte stratejik istihbarat çalışmalarına yoğunlaşması kararı alındı.

Toplantıda, algı yönetimi ile sosyal medyanın iyi yönetilmesi gerektiği tartışıldı. İngiltere’de ve Arap baharı sırasında internetin kesilmesi örneği tartışılarak, benzer biçimde olası eylemlerde 3G’nin kullanıma kapatılabileceği fikri öne sürüldü. Ancak, internetin kapatılmayıp daha yoğun biçimde takip edilmesinde görüş birliğine varıldı.

Bu noktadan sonrasına TKNLJ stilinde tartışmalara bırakalım:

  1. Her ne şart ve durumda olunursa olunsn bu ülkede Twitter gibi bir sosyal medya aracının, 3G gibi bir temel ihtiyacın kapatılması tartışmaya açılmamalı.
  2. Eğer bu gibi konular artışmaya açılıorsa dünyada internet özgürlüğünde neden Ruanda’nın altına düştüğümüz tartışılmamalı…
  3. TRT gibi, basın yayın enformasyon müdürlüğü gibi kurumlar böylesi konuların içine dahil edilmemeli.
  4. Eylemler yüzünden sosyal medya araçlarını kapatmayı istemek, eylemleri hiç anlamamak demek oluyor. Bu bir itiraf gibi. Mayıs ayının sonunda insanlar kendi seslerine kulak verilmesini istediler ve seslerini yükselttiler. Bu olaylar eğer birileri her zaman ve doğru biçimde onların sesini dinlemiş olsaydı yaşanmayacaktı. Biz şimdi arada bir ses verdikleri yeri de kapatmayı tartışıyorsak hala aynı yanlışları yaşıyoruz demektir.
  5. Kendimizi kıyasladığımız ileri demokrasi Arap Baharı’nın yaşandığı ülkelerse e o zaman zaten ileri demokrasiyi cümle içinde kullanmayı bırakalım

[Tweet “Devletin polis asker ve istihbaratı, halka hak olarak verilmiş teknolojileri kapatmayı tartışamaz. Bu, tartışmaya açık değildir”]

Lanet olası Federaller yine radar koymuşlar

/

sosyal radarSosyal paylaşım sitelerinde paylaşılanlar sosyal paylaşım sitesinin suçu değil. O sadece insanlara kendilerini ifade imkanı tanıyor. Geri kalan her şeyi ise insanlar yapıyor. Zaman gazetesinin İzmir eki isyan etmiş nasıl böyle yaparlar diye… İzmir’de Çevirme adı altında kurulan bir Twitter adresi, İzmirlilere dakikası dakikasına nerede çevirme olduğunu söylüyor üstüne de bonus olarak tıkanıklıklar konusunda da bilgilendirme geçiyor.

Bunun için sosyal medyayı suçlamaktan gurur duyan Zaman gazetesine yolda giden insanların birbirlerine uzunları yakarak gitmekte olduğu yolda çevirme olduğu bilgisini verdiklerini hatırlatmak lazım. Bunun için uzun farları da suçlar mı Zaman gazetesi, bunu bilemeyiz.

11 bine yakın mesaj atmış 20 bin kişilik bu kullanıcının yaptıkları gayrı ahlaki olabilir. Ama kanuni mi değil mi bunu hukukçular tartışsın.

Zaman gazetesi hemen bu adres kapatılsın bu insanlarla hukuki mücadele başlatılsın gibi sonuçlar çıkarmaya çalışsa da her zaman dile getirdiğimiz hatırlatmayı yine yapalım: Kapatmak ya da yasaklamakla bir sonuca varamazsınız. Sonuçta belli Trafik şubesi insanlara hızlı gitmenin zararları konusunda bilgilendirme yapamamış. İnsanlar konan hız limitlerine inanmıyorlar. İnsanlar trafik polislerinin güvenilirliğine de inanmıyorlar. Aralarında polislerden federaller diye bahsediyorlar biraz da şakayla karışık…

O zaman vurun gözlerine kapatın bunları demek yerine acaba yanlış yaptığımız bir şey mi var sorsunu masaya yatırmak gerekiyor.

Ama şimdiye kadar devletten bu duyarlılığı hiç görmedik. Sosyal medya konusunda hiç mi hiç görmedik.

Olsun ben yine de tarihe notumu düşeyim…