twiter

Twitter kapatılmasının ilk 12 saat raporu

/

angry-twitter-birdTürkiye’nin utanç tablosu Twitter sansürünün ilk 12 saatinin ardından kullanımlar nasıl etkilendi? Bunu sizin için GlobalStats adresinden araştırdım.

  • Son verilere bakıldığında, Türkiye’nin toplam sosyal medya kullanım pazarında Twitter yüzde 2’ye yakın bir düşüşle yüzde 16.4’e geldi. Bu arada bu alanda yaşanan düşüşün pazar payını aynı şekilde yükselişle Facebook topladı.
  • Sadece mobil internet açısından bakıldığında yine ilk saatlerde Twitter yüzde 3’lük bir düşüşle yüzde 32’ye düştü. Bu da aslında VPN olayının telefonlarda o kadar kullanılmadığını bize anlatıyor.
  • Masaüstü ve taşınabilir bilgisayar açısından baktığımızda sadece yüzde 1’lik bir düşüş söz konusu ülkemizin Twitter’ında.
  • Olaya tabletler tarafından baktığımızda ise Twitter konusunda yaşanan en ciddi düşüşün bu alanda olduğunu görüşoruz. Tabletlerde kullanım yüzde 5 oranında düşmüş. Çünkü tabletlerde de VPN yapmak o kadar kolay iş değil.
  • VPN kullanımının genelde ABD üstüne yapıldığını varsayacak olursak ABD’de Twitter kullanımı ne aşamada diye sordum GlobalStats’a. ABD son 12 saatte yüzde 1.6 artmış. Bu bizim etkimiz olmayabilir. Ama olursa da hiç şaşırmamak lazım.

Bunlar ilk gün rakamları… Adını ister engelleme koyun, ister halkı koruma isterseniz sansür… Hayatımızı ciddi bir biçimde değiştiren bir olay bu…

Facebook içeriği bazı durumlarda delil bazen değil

/

Facebook LawsuitGazetelere yansıyan bir haber hukuk kurallarımızın ne kadar değişken olabileceğini bir kez daha gözler önüne serdi. Habere göre Antalya’da görülen bir nafaka davasında davacı kadın, ihtiyaçların arttığını belirterek boşandığı eşinden aldığı 100 TL iştirak nafakasının 400 TL’ye, 150 TL yoksulluk nafakasının ise 500 TL’ye yükseltilmesini talep etti. Karşılık dava açan eski koca ise boşandığı eşinin Facebook’ta paylaştığı fotoğrafları delil olarak sundu ve bir kişiyle karı-koca hayatı yaşadığını belirterek 150 TL olan yoksulluk nafakasının kaldırılmasını talep etti.

Kararın temyiz incelemesini yapan Yargıtay 3. Hukuk Dairesi, önceki 1 Ekim 2011’de yürürlükten kalkan Medeni Usul Kanunu yerine yürürlüğe giren Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda, “Hukuka aykırı olarak elde edilen deliller mahkeme tarafından bir vakıanın ispatında dikkate alınamaz” hükmünün yer aldığına dikkat çekti. Davada ileri sürülecek her türlü delilin hukuka uygun yollardan elde edilmiş olması gereğine işaret eden Daire, “taraflarca sunulan delillerin elde ediliş biçiminin mahkeme tarafından re’sen gözönüne alınması ve delilin her ne suretle olursa olsun hukuka aykırı olarak elde edildiğinin tespitinin” gerektiğine işaret etti. Kararda şöyle denildi: “Burada sözü geçen hukuka aykırılıklardan birisi de özel hayata yapılan haksız müdahaledir.

Bu noktada hemen aklımıza diğer Facebook ve Twitter davaları geldi: Hatırlanacağı gibi kullanıcıların Facebook’ta kendi politik fikirlerini beyan etmeleri, onlar hakkında dava ve soruşturma açılmasına neden olmuştu. Özellikle Gezi olayları sırasında sosyal medya paylaşımlarını yakından inceleyen adli makamlar burada söylenen herşeyi delil olarak kabul ederek bunu yazanların evlerine baskın düzenledi, sabaha karşı sade internet kullancılarını evlerinden alarak karakolda bir gün geçirmelerini sağladı.

Bu noktada hepimizin sorması gereken bir soru var: Sosyal medya paylaşımları delil mi değil mi? Bunlar hangi noktada yasal olarak ele geçirilmiş sayılıyor, hangi noktada Yargıtay’ın dediği gibi hukuka aykırı olarak ele geçirilmiş oluyor…

Sosyal medya hala ülkenin en tartışmalı alanlarından biri olmaya devam ediyor.