Şarkılarını bildiğimizi bilmediğimiz adam

Enrico Macias Türk müzik tarihinin en çok “çalınan” şarkıcılarından biri. Türkiye’ye birkaç defa gelip Ajda ile burada ve Fransa’da konserler veren bu şahsiyetin müziklerinin çalınması, dinlenme anlamında değil indiragandi, yani bizim popçularımız tarafından taklit edilmesi anlamında kullanılıyor. Peki Macias’ın şarkılarının Türk müziğinde bu kadar çok aşırılmasının sebebi ne? Tabii ki Endülüs tarzı müzik yapması. Tabii ki biz bunun farkında değiliz.

Ne bir kürk ister bu şen gönlüm… Hiç bunları kendine dert etmeye değer mi? Bu sözler belli bir yaşın üstünde ya da Türk pop tarihine meraklı gençler tarafından çok aşina olunan müzikler. Bir zamanların ortalığı yıkan bu müziklerin müsebbibi Enrico Macias. Enteresan bir şahsiyet. Cezayirli olması bakımından Fransa’nın göç almaya başladığı sıkıntılı dönemlerinin başarı hikayesi gibi gözükse de aslında durum biraz daha farklı: Yahudiliğin, İsrail – Filistin ilişkileri açısından çok zarar gördüğü 60’lı yıllarda Yahudi ve sevilen bir kişilik olarak çok fazla destek görüyor dünyadan.

1938 yılında Cezayir’in İskenderiye kentinde doğan Macias, Cezayir’in bağımsızlık savaşı başlayınca 1961 yılında Fransa’ya gidiyor. İyi gitar çalıyor. Aslında iyi kelimesinin biraz daha açmak lazım, gitarı bugün bilinen anlamdı yarı İspanyol (Endülüs) yarı ud gibi çalıyor. 1962 yılında meşhur Adieu Mon Pays (Elveda Ülkem) adlı albümü çıkarıp bir anda hit oluyor. Lübnan, Yunanistan ve Türkiye turları gerçekleştiriyor. Amerika’da Carnegie Hall’da kapalı gişe konserler veriyor. 1976 yılında altın plak ödülü alıyor. Barış Büyükelçisi seçiliyor. 2007 yılında ülkesi Cezayir’e gitmek istese de başbakan Abdülaziz Belkhadem tarafından reddediliyor.

Bütün bunlar tarihi gerçekler. Peki nedir Enrico’nun bu kadar sevilmesini ve daha da önemlisi Türkiye’de bile bu kadar taklit edilmesini sağlayan? Macias Endülüs Arap karışımı olarak bilinen bir müzik yapıyor. 9. yüzyılda doğmuş olan bu müziğin temelinde Haçlı seferlerinde zamanın karanlık Avrupası’nı besleyen felsefi akımlar var. Bu akımlar Irak ve çevresinden doğup Kuzey Afrika’ya kadar yayılıyor. Bugün Fas olarak bildiğimiz topraklarda serpilip genişliyor. Müslüman ve Sefardi Yahudi kültürünün katkılarıyla bugün olduğu kıvama geliyor.

Bu müzik tarzına kulağımız çok yatkın ve aynı bizim klasik müziğimiz gibi makamlardan oluşuyor. Başta gelen çalgılar bizim yakından tanıdığımız Ud, Kanun, darbuka, tambur gibi aletler… Bu müzik tarzında Osmanlı etkisini yadsımak çok zor.

Bu yüzdendir ki Enrico Macias bizde (her anlamda) çok çalınan bir şarkıcı. Baktığınız zaman fransızca orijinalini dinlemiş olsanız çok da hoşunuza gitmezdi. Zİra sözler (Enrico Macias’ın doğma büyüme Fransız olmadığını, hele edebi bir şahsiyet olmadığını dikkate alarak) fazlaca naif ve kimi zaman mesaj içerikli…

Bir örnek vermek gerekirse:

Bizde

Hoşgör sen affet gitsin aldırma
Büyüklük sende kalsın sonunda
Sen sarıl o sana sarılmazsa
Sen unut unutmazsa

diye bilinen şarkının tam sözleri şöyledir:

“On s’embrasse et on oublie”
Sarılıp barışın (trafik kazalarından sonra hadi anlaşın anlaşın tadında bir laf)
Pour une fille d’un soir
Qu’ils ne reverront jamais
Deux hommes auront sacrifiés leur amitiés

Bir gece görüp bir daha karşılaşmayacakları bir kız için iki arkadaş arkadaşlıklarını kurban ettiler

Pour une affaire d’argent
C’est d’une même famille
Oublie tout les liens du sang et c’est parti

<em>Aile içinde paras bir mevzu yüzünden kan bağı filan dinlemeyip küstüler</em>

Le monde est fou mon amour, il refuse le bonheur,
mais nous on laisse parler notre coeur

<em>Dünya delirmiş be aşkım. Mutlu olmayı reddediyorlar. Ama biz kalbumuzle duygularamızla konuşuyoruz.</em>

Un chagrin, on s’embrasse et on oublie
Une larme, on s’embrasse et on oublie
Que la vie est jolie pour tout ceux qui, qui s’embrassent et qui oublient

Bir üzüntü, sarılalım ve unutalım
Bir göz yaşı sarılalım ve unutalım
Hayat sarılıp unutabilenler için ne de güzeldir
Même au palais de justice, là, devant le magistrat,
à la réconcillation, ils ont dit “non”
Ils seraient encore mariés, et plus heureux qu’aujourd’hui…
S’ils s’etaient dit..on s’embrasse et on oublie.

Mahkemede hakimin karşısında
Barıştırmak isteyenlere hayır dediler
Eğer gel sarılıp unutalım deselerdi
Bugün hala evli ve çok daha mutlu olacaklardı

Si je l’ai trouvé jolie, si j’en ai même eu envie…
C’est toi que j’aime, je t’embrasse et tu oublies