twitter - Page 3

Twitter’da kaç paralık adamsınız?

/

LeonardoDiCaprioİnternet çok komik bir yer. SNpros.com isimli bir internet sitesi kullanıcıların Twitter hesapları üstünde bir değerleme sistemi kurmuş. Diyor ki “Bu hesapları satmak yasak. Ama satsaydınız, eğer Twitter buna izin verseydi hesabınızın kaç para edeceğini biz size söyleyebiliriz diyorlar. Bunu değerleme sistemi olarak takipçi sayınız, attığınız mesaj sayısı, hesabınızın kaç zamandır kullanıldığı gibi somut kriterlerden yola çıkmışlar.

Ben de onların kurduğu bu sistemi kullanarak Türk Twitter kullanıcısı kaç para eder konulu bir araştırmaya girdim. Bunların sonuçlarını sizinle paylaşıyorum.

Başbakanımızdan başlayalım: Recep Tayyip Erdoğan’ın hesabı normalde paha biçilemez. Ama satmak isteseydi kaç olurdu diye baktığımızda karşımıza çıkan rakam 4 milyon 79 bin dolar. Kemal kılıçdaroğlu’na baktığımızda bu rakam 1.5 milyon dolara düşüyor. Devlet Bahçeli’nin hesabı ise 623 bin dolarda kalıyor.

İnternetin ses getiren politik isimlerine baktığımızda öncelikle aklımıza İstanbul valisi Avni Mutlu geliyor: 400 binin üstünde takipçisi olmasına rağmen az mesaj gönderdiği için valinin hesabı 138 bin dolar civarında. Buna karşın Ankara’nın Twitter’a armağan ettiği neşeli sime İ. Melih Gökçek 1 milyon 79 bin dolar ediyor. 4 Melih Gökçek Bir Erdoğan ediyor hesabın ettiği parasal değerlerle baktığımızda…

AKP milletvekili ve kabineye bakacak olursak: Egemen Bağış 766 bin, Bülent Arınç 439 bin, Ali Babacan 694 (ısınamadı Ali Babacan bu ortama), Beşir Atalay 8 (Yazık birileri bir el atsın şu bakanın sosyal medyasına), Bekir Bozdağ 253 bin, Sadullah Ergin 0 (hiç hesabı yok), Fatma Şahin 445 bin dolar, Nihat Ergün 14 (Kendisi bilim ve teknolojiden sorumlu bakandır), Faruk Çelik 130 bin, Erdoğan Bayraktar 50 bin, Ahmet Davutoğlu 1 milyon 56 bin, Zafer Çağlayan 0 (kendisi ekonomiden sorumlu), Taner Yıldız 0, Suat Kılıç 650 bin, Mehdi Eker 2 bin, Hayati Yazıcı 0, Muammer Güler 27 bin, Cevdet Yılmaz 8 bin, Ömer Çelik 202 bin, Mehmet Şimşek 405 bin, Nabi Avcı bin, İsmet Yılmaz 0, Veysel Eroğlu 148 bin, Mehmet Müezzinoğlu 110 bin, Binali Yıldırım 8 bin dolar. Özetle kabinenin tamamının hesaplarının toplamı 8.8 milyon dolar yapıyor. 26 üyeli kabinede biraz çarpma bölme yaparsanız bakan başına 338 bin dolarlık hesap yapıyor.

Bu arada benim hesabımın değeri 5.900 dolarmış. Ama satmam.

Barack Obama eğer Twitter hesabını satacak olsa 44 milyon dolardan, yani bizim kabinenin toplamının 5 katı fiyatından gidiyor.

Kabinemizin toplam değeri, Leonardo Di Caprio ile 50Cent isimli müzik grubunun arasında bir yerde…

Kimsenin kaç paralık adam olduğunu Twitter hesabına bakarak çözemezsiniz. Zaten bu da kimsenin adamlığının göstergesi değil. Sosyal medya kullanımı ile alakalı bir şey. Ama şunu unutmayın: Eğer 26 tane bakan sosyal medyada Kim Kardashian kadar bir değer yaratamıyorsa bunu kendi içinde tartışıp çözümlemesi, veya Twitter’ı şer ortamı ilan etmemesi gerekir…

Gezi olayları liderlere artı yüzde 10 takipçi verdi

/

twitter

Gezi Parkı olayları liderlerin internet mevcudiyetinde ciddi değişikliklere sebep oldu. Bunları kısaca maddelerle paylaşmak gerekirse:

  • Kemal Kılıçdaroğlu, Devlet Bahçeli ve Recep Tayyip Erdoğan’ın takipçi sayıları 31 Mayıs – 1 Haziran’da bir günde sihirli bir değnek dokunmuşçasına yüzde 10 arttı
  • Vali Avni Mutlu’nun Twitter takipçileri 31 MAyıs’tan Temmuz’un ortasına kadar 300 bin yani yüzde 250 arttı.
  • Başbakan 31 Mayıs’tan 13 Temmuza kadar 418 mesaj atmış. Bu sayı, 11 Kasım 2010 tarihinden bu yana attığı mesajların yüzde 25’ine tekabül ediyor
  • Kemal Kılıçdaroğlu aynı tarih diliminde 16 mesaj atmış
  • Devlet Bahçeli aynı dönemde 39 mesaj atmış
  • Devlet Bahçeli, Kemal Kılıçdaroğlu ve Recep Tayyip Erdoğan kimseyi takip etmiyor
  • Facebook olarak bakıldığında Recep Tayyip Erdoğan’ın takipçilerinin yüzde 25’i yurt dışından geliyor.
  • Erdoğan’ı yurt dışından takip eden ülkelerin başında 80 bin ile Almanya gelirken ikinci sırada ilginç bir biçimde Mısır 63 bin takipçiyle geliyor

Yalancı takipçileri nasıl anlarsınız?

/

fake usersSosyal medyada çok insan var da bu çok insanların hangilerinin gerçek hangilerinin sahte olduğunu nasıl anlarız? Social Bakers kurallarına göre gidelim. Çok kolay tanılar yapmışlar:

  1. Eğer seni takip eden her 1 kişi için 50 kişiden fazlasını takip ediyorsan sahtesin
  2. Eğer her zaman kullanılan SPAM ve reklam metinlerindeki cümlelerin yüzde 30’undan fazlasını kullanıyorsan sahtesin
  3. Yazdıklarının yüzde 90’ından fazlası birilerinin söylediğini tekrarlamaksa sahtesin
  4. Aynı şeyi üç kereden fazla gönderiyorsan sahtesin
  5. Gönderilerinin yüzde 90’ı linklerden oluşuyorsa sahtesin
  6. Hesabından hiç Tweet atılmadıysa sahtesin
  7. Hesabın iki aylık ama hala bir profil resmin yoksa sahtesin
  8. 100’den fazla insanı takip ediyor ama hala ne adını ne bulunduğun yeri tanımlamamışsan sahtesin

Bunların her birinin birbirinden farklı sanhte olduğunu gösteren puanları var. Yani 9 madde de aynı ağırlıkta değil.

Eğer kullanıcılarınızın yüzde 10’dan azı sahteyse sorun yok. Bu oran herkesin başına gelebilir bir şey. Eğer siz de kaç sahte kullanıcınızın olduğunu görmek isterseniz Social Bakers’ın ilgili sayfalarına bir göz atın. Eğlenceli bir aktivite…

Twitteraudit’ten birkaç farklı gerçek kullanıcı yüzdesi verelim sizlere

Serhat Ayan @Serhatayan %84

İ. Melih Gökçek 06melihgokcek %66

Recep Tayyip Erdoğan @RT_Erdogan %39

Vali Avni Mutlu @valimutlu %76

Hüseyin Çelik @hc_huseyincelik %59

Mehmet Görmez @DIBMehmetGormez %76

Mehmet Şimşek @memetsimsek %54

Fatma Şahin @FatmaSahin_ASPB %61

Bülent Arınç @bulent_arinc %49

Türk Twitterında yükselmek için ne yapmak lazım?

/

twitter-dogumgunuTwitter’ın ilk yüz hanesine bakın… Neler neler göreceksiniz:

  • Eğer kendi tweetlerinizi kendiniz yazıyorsanız, ilk üçe giremezsiniz…
  • Türkiye’de yaşıyor ve 500 tweetten fazla attıysanız ilk beşe giremezsiniz…
  • Güzel bacaklarınız yoksa ilk yedide yoksunuz anlamına gelir bu.
  • Düzenli bir biçimde televizyona çıkmamış ya da bir spor kulübü değilseniz bu sizi ilk yirminin altına atıyor.
  • İnsanların yüzünü tanımadığı ilk düşün insanı karikatürist Erdil Yaşaroğlu ve Selçuk Erdem…
  • İlk 20 kişideki en gözde meslek şarkıcılık. Şakıcıysanız ilk 20’de olma ihtimali yüzde 40
  • Politikacıysanız ülke üçte olma ihtimali yüzde 66 ama ilk yirmide olma ihtimali yüzde 15
  • Sadece Twitter’dan tanınıyorsanız taş çatlasa 42. sıraya çıkabilirsiniz
  • Eğer elinizin altında bir şehriniz varsa ve o şehirde olay çıkıyorsa Haziran-Temmuz döneminde 250 binden fazla kişi tarafından takip edilirdiniz
1  Cem Yılmaz (@CMYLMZ) 4,524,691
2  Abdullah Gül (@cbabdullahgul) 3,479,238
3  Recep Tayyip Erdoğan (@RT_Erdogan) 3,135,738
4  atademirer (@komedyieni) 3,003,159
5  Dr. Mehmet Oz (@DrOz) 2,974,765
6  Hulya Avsar (@hulyavsar) 2,970,478
7  Demet Akalin Kurt (@DemetAkalin) 2,937,991
8  Galatasaray SK (@GalatasaraySK) 2,878,707
9  okan bayulgen (@okanbayulgen) 2,710,192
10  NTV SPOR (@ntvspor) 2,665,941
11  Gülben (@GeErgen) 2,586,141
12  Sertab Erener (@sertaberener) 2,439,044
13  Murat Boz (@MuratBoz) 2,336,624
14  Fenerbahçe SK (@Fenerbahce) 2,220,973
15  Mustafa Ceceli (@mustafaceceli) 2,196,919
16  ayse ozyilmazel (@ayseozyilmazel) 2,134,021
17  NTV (@ntv) 2,100,646
18  Kenan Doğulu (@kenandogulu) 1,986,899
19  Yılmaz Erdoğan (@yilmazerdogan) 1,934,531
20  Kemal Kılıçdaroğlu (@kilicdarogluk) 1,373,281
21  cüneyt özdemir (@cuneytozdemir) 1,325,240
22  dr erol köse (@drerolkose) 1,220,500
23  hilal cebeci (@hilalcebeciii) 1,190,250
24  Erdil Yasaroglu (@erdilyasaroglu) 1,150,903
25  Selçuk Erdem (@selcukerdem) 1,075,000
26  Mesut Yar (@mesutyar) 1,066,672
27  Ferhat Göçer (@ferhatgocer) 1,045,738
28  T.C.Cumhurbaşkanlığı (@tccankaya) 1,014,188
29  Gülşen (@gulsenin) 1,008,381
30  Nuri Şahin (@nurisahin05) 1,005,109
31  CNN Türk (@cnnturkcom) 976,881
32  Gökhan Gönül (@_gokhangonul) 928,655
33  BKM Mutfak (@CokGuzelHareket) 865,058
34  İclal Aydın (@iclalaydin) 862,231
35  Sarp Apak (@sarpapak81) 835,497
36  İbrahim Melih Gökçek (@06melihgokcek) 823,713
37  Metin Uca (@MetinUca) 815,015
38  Ahmet Davutoğlu (@Ahmet_Davutoglu) 813,007
39  Egemen Bagis (@EgemenBagis) 785,758
40  Can Bonomo (@canbonomo) 784,625
41  Ahmet Kural (@AHMTKURAL) 777,020
42  PuCCa (@PuCCaa) 670,381
43  Bülent Arınç (@bulent_arinc) 668,413
44  Devlet Bahçeli (@dbdevletbahceli) 622,478
45  CEM KEÇE (@drcemkece) 610,578
46  Ece Temelkuran (@ETemelkuran) 605,853
47  Özge Ulusoy (@ozgeulusoyresmi) 564,366
48  CNBC-e (@cnbce) 542,430
49  Hürriyet Spor (@HurriyetSpor) 540,349
50  milliyet.com.tr (@milliyet) 537,837

Twitter artarsa kork, Facebook artarsa rahatla

/

Gezi olayları tüm hayatımızı baştan sona etkiliyor. Ancak etkilediği en önemli alanlardan biri de sosyal medya kullanım alışkanlıkları. Bu konuda TKNLJ sitesi içinde birkaç başlık açmış ve değerlendirmeleri yapmıştık.

İnternetin önde gelen veri sağlama sitelerinden Stat Counter rakamlarına göre Türkiye’de sosyal medya alışkanlıkları ciddi farklılaşma yaşadı gezi olayları sırasında. Aşağıda konuyla ilgili siteden çıkardığım istatistiki verileri inceleyebilirsiniz. Resmin üstüne tıkladığınızda verilerin büyük hallerini de görebileceksiniz.

turkiye gunlukBu verilere göre Türkiye’de olayların başladığı günden itibaren oransal olarak Facebook Türkiye’de pazar kaybetti. Özellikle olayların çıktığı ilk günlerde Youtube inanılmaz şekilde yükselişe geçti ve belki de son iki yılda ilk kez Facebook’tan fazla bakıldı. İşin ilginç yönü, özellikle başbakanın vurguladığı şer odaklarının bulunduğu Twitter, oransal olarak bu ikilinin bir hayli gerisinde kaldı.

Youtube üstünden olayların gerilemeye başladığı günlerde ise Twitter harekete geçti. Gerçekten de toplumsal muhalefetin sosyal medyada güçlendiği günlerde bu sefer Twitter, Youtube kadar olmasa da yukarı çıktı ve Facebook’tan yine ciddi bir biçimde pazar payı çaldı.

Bu grafiklere baktığımızda ülkenin sosyal medyayı ne için kullandığı da ortaya çıkıyor: Tek bir sosyal medya yok aslında. Youtube, Facebook ve Twitter gibi araçları bir kenara bırakırsak Türkiye’de başka sosyal medya organı da yok. Olayların gelişim tarihlerine baktığımızda Türkiye, bir konuyu masaya yatıracağı zaman ciddi bir biçimde Twitter kullanıyor. Hükümete karşı tepkiler genelde Twitter’ın yüzdesel kullanımını artırıyor. Diğer taraftan Facebook, ülke normalleşme sürecine gireceği zaman bir hoşbeş ortamı olarak eski yerini alıyor.

Olayların hiç olmadığı dönemle bugünleri karşılaştırdığımızda ise karşımıza farklı bir tablo çıkıyor: Türkiye’de yüzde 5’ler seviyesinde olan Twitter kullanımı bu olayların ardından artık yüzde 10 seviyelerine oturmuş görünüyor. Artık Twitter belirgin bir biçimde rüştünü ispat etmiş durumda.

Twitter’ın bir diğer ilginç yönü de yıllık olarak baktığımızda ortaya çıkıyor: Twitter ülkede ne zaman bir karşıt görüş patlaması olsa öne çıkarak yüzdesel kazanımlar yaşıyor. Örenğin son iki yıla baktığımızda en çok arttığı dönemin Fazıl Say’a karşı çıkan mahkeme kararı olduğunu görüyoruz.

Bir diğer ilginç başlık ise aynı dönemleri ABD ile karşılaştırdığımızda ortaya çıkıyor. ABD’de de Facebook’un belirgin bir üstünlüğü var. Ancak orada Twitter’ın yine yüzdesel olarak esamesi bile okunmuyor. Orada birinciliği zorlayan bir Pinterest olgusu var ki yakın bir tarihte Facebook’u yiyip bitirecekmiş gibi görünüyor. Yine ülkemizde çok az kullanılan StumbleUpon ki kendisini bir web siteler koleksiyonu olarak tanımlıyor, orada yine açık ara üçüncü. Hatta Reddit bile Twitter’ın üstüne çıkıyor her fırsatta. Tabii ABD mevzuunda belirtmemiz lazım gelen yine önemli bir nokta var: Facebook zaman zaman ülkemizde yüzde 90 kullanımın üstüne çıkıyor ama ABD’de yüzde 50 ve altındaki bantlarda geziniyor.

Peki her halk hareketi sosyal medyada böylesi büyük değişimlere neden oluyor mu? Tabii ki hayır. Örneğin elimizde çok net bir Mısır örneği var. Mısır’da bu denli yaşanan gelişmeler, ilk birkaç gün Youtube’da paylaşılan videların yarattığı bir küçük kıpırdanma dışında neredeyse hiçbir hareket farklılığına neden olmamış. Bugünlere geldiğimizde Twitter kullanımı düşmüş, Facebook iyice yüzde 100’lere dayanmış durumda.

Bu örneklerden yola çıkarak basit çıkarımlar yapabiliriz:

  1. Facebook kullanımı apolitik
  2. Twitter kullanımı kesinlikle çok politik
  3. Youtube yeri ve zamanı geldiğinde zıplamasını yapıp tekrar köşesine çekiliyor
  4. Başbakan kesinlikle sosyal medya kullanım oranlarına bakmalı: Ne zaman Twitter kullanımı artarsa dikkat etmeli, Facebook daha çok kullanılmaya başlandığında rahatlamalı
  5. Bu verilerden yola çıkarak Twitter’ı yasaklamaya çalışmak bütün insanlar gündüz öldürülüyor o zaman gündüz sokağa çıkmayı yasaklayalım demek gibi. Twitter yasaklanırsa mutlaka bir Zwitter gündeme gelecektir.

Hapis garabeti kalkıyor Twitter Türkiye’ye gelebilir

/

twitter hapisİnternetin gelişmesi için yeni açılımlar Türkiye’nin önünü açan bir kanun tasarısı mecliste torbada bekliyor. Bugün sadece iki gazetenin ciddi olarak incelediği kanun tasarısı, aslında içinde yazanlardan çok daha büyük anlamlar taşıyor. Kanun tasarısına göre içerik barındıran şirketlere daha önce getirilmiş olan içeriği kaldırmazsa 2 yıl hapis cezası maddesi tarihe gömülüyor.

Bu madde sayesinde Türkiye’de servis sağlayıcı hizmeti veren kurumların başı olası büyük dertleren kurtuluyor. Ama bunun Türkiye’nin servis sağlaycıları için çıkarıldığını söylemek çok büyük safdillik olur. Zira bu olayın arkasında çok daha büyük bir planın parçaları var.

Bu madde sanılanın aksine küçük servis sağlayıcıları değil; Facebook, Twitter, Google ve benzeri sosyal medya içerik barındırıcılarını etkiliyordu. Örneğin Google’a Atatürk ile ilgili bir içerik konusunda sıkıntılar olduğunu ve bunun kaldırılması isteğini gönderdi devletimiz. Google, bunu evrensel şartları dahilinde inceleyip masaya yatırdı. Sonra bunun kaldırılabilir nitelikte olmadığına karar verdi. Bu noktada eğer devletimiz Türkiye’de bunu kaldırmayan bir Google yetkilisi bulursa onu hemen nezarete atacak ve 2 yıl hapis istemiyle yargılayacak.

Google için bu bir skandal olurdu. Google sırf bu kanunun orada durması ihtimali yüzünden dahi Türkiye’ye yönetici atayamaz, burada bir dükkan açamazdı. Bu çağ dışı uygulamanın varlığı bile Google’ın buraya göndereceği elemanın maliyetini birkaç katına çıkarırdı ABD’de ödemesi gereken sigorta payı yüzünden. Şimdi bu madde yok. Biz artık modern bir ülkeyiz demesek de biz artık çağ dışı bir ülkeyiz diyebiliyoruz göğsümüzü az da olsa gererek…

Bu konu hakkında sosyal medyada ilk paylaşımların ardından gelseler ne olacak sorularına yönelik cevabi nitelikte bir paragraf yazmak istiyorum: Bu şirketlerin Türkiye’de olması, devlet için iyi olabilir ama aslında hepimiz için çok büyük anlamlar ifade edecek: Türkiye’de istihdam doğacak. Örneğin Google video gösterimi uygulamasını tüm dünyadan bir yıl sonra Türkiye’de açmayacak, bizi sonraki ülkeler statüsünden çıkaracak. Biz buradan Android’e paralı içerik göndermek için yurt dışından ABD sigorta numarası aramayacağız.

Bunun gibi onlarca şey saymamızın yanısıra aslında en önemlisi bu şirketlerin Türkiye’de kendilerine bir internet düğümü kurmaları bizim için çok önemli. Yani OTT adı verilen Over The Top şirketler buradan bir internet köprüsü kurar ya da mevcut sistemlerinin çok küçük de olsa bir kısmını Türkiye’ye getirirlerse o zaman Youtube’a gitmek için tam bir dünya turu atmayacak, bu içeriklere belki de yurt dışına çıkış parası vermeden ulaşabileceğiz. Türk Telekom ve Superonline gibi servis salğayıcılar Türkiye içinde verdikleri 100 megabitlik hizmetleri Türkiye’ye özgü olmaktan çıkarıp dünyaya da yayabilecekler.

Elbette Twitter ve Facebook ve arkadaşları Türkiye’ye gelmek için başka akil bahaneler bulabilirler. Vergi diyebilirler, internet filtrelerini örnek gösterebilirler… Elleri hala çok kuvvetli. Ama en azından dünyaya üstü kapalı da olsa aslında bizim çağ dışı bir ülke olduğumuzu, hapse gece yarısı ekspresi kaldırdığımızı söyleyemeyecekler.

Bu anlamda şahsım adına emeği geçenlere teşekkürü bir borç bilirim.

Facebook’tan son dakika resmi açıklaması

/

Facebook LawsuitFacebook, protesto olaylarıyla bağlantılı olarak Türkiye’deki devlet otoriteleriyle herhangi bir kullanıcı bilgisi paylaşmamıştır. Genel olarak, Türkiye’deki devlet otoritelerinden gelen bilgi talepleri; yaşamsal ya da çocukları tehdit eden bir konu içermediği müddetçe (ki bu kapsamdaki talepler, bize ulaşan taleplerin çok küçük bir kısmını oluşturmaktadır) kabul edilmemekte ve resmi yasal kanallara yönlendirilmektedir. İnternet şirketlerinin Türkiye’deki asayiş otoriteleriyle daha sıklıkla kullanıcı bilgisi paylaşmasını gerektirebilecek yasal düzenleme önerileriyle ilgili endişelerimiz bulunmaktadır. Türkiye hükümetinin temsilcileriyle, bu hafta Silikon Vadisi’ne gerçekleştirecekleri ziyaret esnasında bir araya gelecegiz ve yasal düzenleme önerileriyle ilgili güçlü endişelerimizi kendilerine doğrudan da aktaracağız.

Konuyla ilgili yazdığım yazıda anlatılanlar ve kamuoyu tepkileri yüzünden Facebook acilen bir açıklama geçti. Bana çok inandırıcı gelmedi ama aksini kanıtlayacak bir durumum olmadığı için susuyor ve kabulleniyorum

Binali Yıldırım Twitter’ı alenen tehdit etti

/

angry-twitter-birdTaksim ve Gezi Parkı olayları ülkenin 2 şehri hariç dört bir yanına yayıldı. Sosyal medyada bu konuda tartışmaların olması kaçınılmazdı. Sosyal medyada insanlar düzenli olarak fikir beyan ettiler ve günün birinde devlet baba gelerek burada konuşulan birçok şeyin aslında terörist paylaşımı olduğunu söyleyerek işin içinden çıktı.

Sonra Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım’ın arkadaşları Twitter ile irtibat kurarak bu şirketten kendilerine yardımcı olmasını istedi. Onlar da yok demiş. Neden? Çünkü avukat ve doktor telefonlarını paylaşan, orada olan bitene karşı kendini ifade eden, araya giren provokatör belediye başkanlarına karşı suspus oturamayan herkes terörist ilan edildi. Muhtemelen Twitter bunların ne olduğunu görünce bir git başımdan demiştir Binali Yıldırım’ın arkadaşlarına…

Yıldırım, tüm bu açıklamaları Erzincan’ın Kemah ilçesi Koçkar Köyü Sosyal Yardımlaşma, Dayanışma Kültür ve Eğitim Derneği’nin düzenlediği toplantı öncesinde aktardı. Normal şartlarda ülkelerde köylü dayanışma derneği girişinde konuşulmaz bunlar, ama bizde öyle…

Binali Yıldırım’ın sandığı gibi bu ülkede faaliyet göstermiyor Twitter. O kendi yerinde duruyor. Biz, onun hizmetlerinden faydalanıyoruz. Onların sandığı gibi para almak için Türk müşterilerin peşinden koşmuyor kimse. Türk müşteriler kendilerini ifade edecek zekada olmadığı için oradan trending topic satın alıyor. Ben bunu onları savunduğum için söylemiyorum. Sadece günün her saatinde oradayım ve net bir biçimde görüyorum. Ama bunları anlatacak yürek kadar anlayacak insan da gerekiyor.

Yıldırım “Bu ülkenin yasalarına göre suç teşkil eden konularda yargı ile kolluk kuvvetleriyle işbirliği yapmanız gerekir. Bütün ülkelerde bu böyle işler” diyor ve yanılıyor. Bu konu evrensel suçlarda geçerlidir. Artı vereceğiniz cezaların da uluslararası normlara uygun olması gerekir. Mesela Bir başka adama resmini göndermenin suç olduğu bir ülkede kadının taşlanarak öldürülmesi için isminin istenmesini k’ale almaz Twitter, almaması gerektiği konusunda da sanırım hepimiz hemfikiriz. Aynı şekilde bir doktorun telefon numarasını paylaştığı zaman terörist sayılacak 17 yaşındaki çocukların adreslerinin verilmemesi de açıkçası bana mantıklı geliyor.

Yıldırım konuşmanın bir yerinde algıyla oynayarak Twitter’da yazan adamların IP’lerinin alınmasıyla devlet kuruluşlarına siber saldırı yapanların konusunu birleştirme çabası içine giriyor. Bu ikisini aynı konuda kullanmak elmayla armutu toplamak gibi bir şey. Ama interneti ve sosyal medyayı bilmeyenlerin gözünde Gezi parkı eylemcileri bir anda ülkenin elektrik santrallarını çökertmek isteyen teröristler konumuna geçiyor.

Biz küçükken büyükler küçüklere “yavrum oranla çok oynama sonra düşer maazallah” derlerdi. Biz de şimdi algıyla çok oynamayın maazallah düşer müşer diyoruz.

Bu arada Bakan konuşmasının bir yerinde “Facebook uzun zamandır Türk makamlarıyla uyumlu bir çalışma içinde bulunuyor. Türkiye’de birimleri var. Onlarla bir sorunumuz yok” diyor. Bu Facebook’un olur olmaz her isteğe cevap verdiği anlamına geliyorsa çok ciddi bir sorunumuz var demektir. Facebook hangi isteklere ne şekilde cevap verdiğini dile getirene kadar zan altında kalacaktır.

Son olarak iletişimin en kötü yanına, karanlık tarafa giriyor Binali Yıldırım: “Twitter bize istediğimiz bilgileri versin. Aksi halde bu sürdürülebilir bir şey değildir.” “Kendileri üzülür”…

Açıkça ve alenen tehdit bir bakanın yapması gereken şey değildir.

Bir de temel iletişim kurallarından biri, eğer tehdit ettiğiniz şey sizi umursamazsa çok kötü durumda kalırsınız.