Bilimin maymun olduğu duruşma

Öyle konular var ki tarihte, sonradan bakıldığında yok artık bu da olabilir mi dedirtiyor. Amerika’nın Tennessee eyaletinde 1925 yılında yaşanan maymun davası da bunlardan biri. O yıllarda Amerika’da her şey serbest ama okullarda darwinist düşünceden bahsetmek yasak. Öğretmenin biri en sofu eyaletlerden biri olan Tennessee’de yaratılış mantığının dışına çıkarak Darwinizm’i anlatıyor. Sen misin anlatan, mahkemeye verilip yargılanıyor. Günümüz site kapatmalarına, özellikle belli hocalarımızdan birinin kapatmalarına benzer bir vaka. Bu yüzden bu vakayı masaya yatıralım istedim.

Yaratılış – Evrim çelişkisi, sadece din ulemasının değil, bilim adamlarının da üstünde uzun zamandır tartıştığı bir konu. İnsan, kendinden daha aşağı bir tür olan maymundan mı geliyor yoksa kutsal kitapların hepsi ve her biri tarafından belirtildiği gibi ilk nefesini tanrının verdiği Adem ve Havva’dan mı… Amerika bir zamanlar öylesine bağnaz ki “okullarda insanlığın daha aşağı tür olan hayvanlardan geldiğini, tanrısal yaratılış teorisini reddeden her tür eğitimi” yasaklıyor.

1925 yılında, John Scopes (soyadının anlamı kapsam, ufuk, olanak, niyet, amaç olarak çevrilebilir) adındaki bir lise öğretmeni, Charles Darwin’in Türlerin Kökeni isimli kitabına atıfta bulunan bir ders işliyor. Sen misin farklı düşünen, hemen yagılanmaya başlanıyor. Davacı avukat olarak William Bell Riley görevlendiriliyor. Riley, dinbilimci ve Dünya Hristiyanları Örgütü’ne mensup. Diğer tarafta ise Sivil Özgürlükler Grubu tarafından desteklenen ülkenin önemli avukatlarından biri var.

Bu arada Scopes’un aslında dava edilmek için, konunun Anayasa’ya taşınmasını sağlamak için öğrencilerinden özellikle kendini dava etmesini istediği yönünde enteresan bilgiler var. Davanın daha önemli bir hale getirilmesi için zamanının (ve sonrasında tüm zamanların) en öneli yazarlarından İngiliz H. G. Wells de savunmaya çağrılıyor. Wells o zamanın şartlarında hiçbir hukuki alt yapısının olmadığını söyleyerek bunu reddediyor.

O zamanın şartlarına göre aslında yargılanan Amerika’nın bilime bakış açısı. Karşılığında elbette agnostik bakış açısı yargılanıyor. Agnostizm deyince aklınıza uçuk kaçık şeyler gelmesin. Zamanın şartlarında üstü kapalı ateist bakış açısını yansıtıyor agnostikler. gnosis Yunanca bilgi anlamına geliyor. A-normal gibi A-gnostik olanlar felsefede ölümden sonra hiçbir şeyin belirli olmadığını, kanıtlanamayan şeylerin peşinden koşmanın “boşluğunu” anlatıyor. Bu arada dava ABD radyolarından canlı yayınlanan ilk dava olarak da tarihe geçiyor.

Davada İncil’de yaratılış teorisiyle evrim teorisi arasında bir çelişki olmadığı vurgulanıyor. Konuyla ilgili konuşmak için mahkemeye çağrılan devrin en önemli zoolojistinin konuşmasına izin verilmiyor. Savunma avukatı bu konuda iğneliyici bir görüş verdiği için ceza alıyor. Davalı, yasanın belli bir dini kesimin fikirlerini anayasaya soktuğu için anayasaya aykırı olduğunu vurguluyor.

Davanın yedinci gününde davalı avukat, o ana kadar yapılmamış bir olayı gerçekleştirip davacı avukatı dinbilimci olduğu için tanık olarak kürsüye çağırıyor. Birlikte İncil’deki bilim dışı mucizelerden bahsediyorlar.

Davanın sonunda Scopes suçlu bulunarak günümüzün 1.165 dolarına tekabül eden o zamanın parasıyla 100 dolarlık bir cezaya maruz bırakılıyor. DAvalı avukat duruşmayı şu konuşmayla bitiriyor: “Sayın yargıç, cezayı haketmediğimizi düşünüyoruz. Geçmişte olduğu gibi gelecekte de bu kanuna karşı gelmeye devam edeceğim. Bunun dışındaki her davranış benim akademik özgürlüğümün ihlali sayılacaktır. Bu ceza adil değildir.

Günümüzde buna benzer davalar internette de yaşanıyor. Katalog suçlar çerçevesinde iyi ve kötünün, doğru ve yanlışın ayrımını hukuk  eğitimi almış insanlara bırakıyoruz. Milyarlarca farklı düşüncenin nereden ve hangi açıdan yanlış olduğunu tek bir açıdan bakan insanlar değerlendiriyor. Mahkemelerin yapamadığını da ülkenin telekomünikasyonu konusunda fikir belirtmek için görevlendirilmiş insanlara bırakıyoruz.

Maymun davasında da olduğu gibi çerçevesi iyi belirlenmemiş yasaklar, rahatsız insanların elinde çok önemli silahlar haline gelebilir. Ne yazık ki bizim mevcut kanunumuz içinde bunlardan çok var.