Bundan sadece birkaç hafta önce bir arkadaşım vasıtasıyla Eurovision’a katılmak için İrlanda’nın 5 finalistinden biri olmuş Inchequin grubuyla tanıştım. Gerçekten ilginç bir topluluk… 2 İrlandalı, 3 Türk müzisyenden oluşuyorlar. Macera, iki İrlandalı’nın 2009 yılında Bodrum Gümüşlük’e gelmesiyle başlıyor. Bodrum’da Türklerle tanışıyorlar. Türkler onları başka Türklerle tanıştırıyor. Beraber şarkı söylüyor, eğleniyorlar. Malum folklorik şarkı deyince Türkiye oldukça büyük değer taşıyor. İrlanda da bu konuda hiç fena değil. Birbirleri arasında şarkı değiş tokuşu yaparken beste de yapmaya başlıyorlar. Sonra, Son Kez geliyor.
Şarkı RTE, yani İrlanda’nın devlet televizyonuna gidiyor. Orada çok beğeniyorlar şarkıyı. Eurovision’a gitmek için seçilecek 5 şarkıdan biri oluyor. Şarkıya ve gruba danışmanlık yapması için Shay Healy verildi gruba. 1943 doğumlu bu gazeteci ve şarkı yazarı, bizim yakından bildiğimiz Johnny Logan’ın ilk zaferi What’s Another Year şarkısının da yazarı. Bu arada ilginç olan şey, şarkının iki farklı sürümü gönderiliyor İrlanda’ya. RTE içinde Türkçe sözler olanını seçiyor. Şarkı oldukça otantik çizgiler taşıyor.
Yarışmaya katılacak diğer şarkılar, Son Kez’in yanında oldukça piyasa işi kalıyor. Neresinden bakarsanız bakın Son Kez otantik bir şarkı. Söyleyenlerinden sözlerine, içindeki melodisine kadar… Akılda kalıyor, aynı zamanda hafif hafif de oynattırıyor…
Bu şarkı İrlanda finallerini geçer gibi geliyor bana. Grupla birlikte fotoğraf çektirdiğimiz bir gün benim yanımdan İrlanda’da bir radyo kanalıyla konuştular. İrlandalılar aptal değil. Avrupa’daki Türk dağılımını gayet iyi biliyorlar. Radyo yapımcısı konuşması sırasında Türk nüfusun gücüyle nerelere gelecekleri konusunda fikir sahibi olduğunu gösterdi. Şarkı çok güzel aynı zamanda bunun için de oy vermelisiniz dedi dinleyicilerine… Evet Avrupa’da milyonlarca kendine ait cep telefonu olan Türk izleyici var. Evet birkaç doğru hareketle hem Birleşik Krallık coğrafyasından hem de Orta Avrupa’dan sadece içinde Türk ve Türkçe şarkı sözleri olduğu için çok ciddi oy alabilir.
Gelelim grup elemanlarına… Hugh inanılmaz kafa bir adam. Çok komik. Beklenmedik esprileri var. İnanılmaz büyük heyecana kapılıyor ama ada coğrafyasının insanlarının genel özelliği belki de, bunu çok iyi gizleyebiliyor. Ona içimizdeki İrlandalılar deyiminden bahsettim. “Ne güzel bizi sahiplenmişsiniz” dedi. Sonra ona içimizdeki İrlandalılar’ın Mustafa Denizli tarafından bir maç yüzünden nasıl ve kimlere söylendiğini anlattım. Çok güldü. Maçı hatırlamadı muhtemelen. Çünkü o biraz daha Rugby tutkunu.
Sinead, inanılmaz sessiz biri. Hani maillerde tamam da yüz yüzeyken bile gerçekten orada olup olmadığını anlayamıyorsunuz bile. Her daim gülüyor. Sanırım hisleriyle gülüyor çünkü bazen biz aramızda Türkçe kaynatırken bizim yaptığımız esprilere dahi gülüyor. Başta aslında sular seller gibi Türkçe bilen bir ajan olduğunu düşündüm… Hiç yüzüne söyleyemedim.
Her grubun içinde var mıdır bilmiyorum, ekibin yerinde duramayanı Selin. Tiyatro eğitimli, TV ve dizilerin aşina siması… Gülünce gözleri kaybolan kadın. Bıraksanız İrlanda’ya koşarak gidecek, iki dakika bıraktığınız yerde duramayan, eğlenceli bir tip. Eğer grup eğlenceli olmasaydı kesinlikle içinde bulunmayacağına garanti verebilirim. Şu bir gerçek ki Inchequin Malmö’ye giderse oradaki herkesi çok eğlendireceğine eminim.
Tevfik, çok acayip bir adam. Herkesin kıskanacağı bir müzik hayatı olmuş. Konservatuar bitirerek mesleğe mektepli olarak başlamış. Devlet Senfoni Orkestrası’nda 8 sene görev almış. Sonra gül gibi devlet memurluğunu bırakıp kendini sokaklara vermiş. Ama bizim bildiğimiz sokaklara değil, Whitney Houston, Pavarotti, Diana Ross ve Sarah Brightman’ın arkasındaki sokaklara… Ünlü değil efsane adamlarla çalışmış, film müzikleri ve aranjmanlar yapmış. Sadece trompet çalarken gülmüyor. Çünkü ben denedim trompet çalarken gülemiyorsunuz.
Ayda ile yüzyüze tanışmak mümkün olmadı. Bir kez telefonda görüştük o da sanki 23 yıldır gece gündüz beraberiz de 15 dakikalığına ayrılmışız gibi… Çaldıklarını, Türkiye ve dünyada yaptıklarını okudukça insan onun gerçek olamayacağını düşünüyor. Eğer yan yana durursak kesinlikle gerçek mi değil mi söyleyeceğim.
Bence bu ekip için zor olan İrlandayı kazanmak. Eğer orayı geçerlerse Eurovision bizimdir diye düşünüyorum.