İnsanın kendine has ve kimseyle paylaşmadığı bazı konular vardır. Bunu ne büyüklerinize ne küçüklerinize ne hayat ortağınıza… En yakınlarınıza bile anlatamazsınız. Kaka yapmak da böyle bir şeydir. Hayatta bu kadar çok tekrarı olup da bu kadar saklanan pek az şey vardır.
Ofiste kaka yapmak çok zor bir iştir. Bir kere çok paylaşımlı bir ortamdır. Herkesin girip çıktığı bir yere en değerli organlarından birini dayayıp böyle bir işe girmek iğrençtir.
Varsayalım çok sıhhi bir ofisiniz var. Yine de çok kolay bir şey değildir. Sebeplerini sayalım:
- Tuvaletler ofis ortamlarında yanlarında sadece ince suntadan separatörlerle ayrılmış mekanlardır. Dolayısıyla yanınızda birinin olması hep kaka yaparken biri elinizi tutacakmış izlenimi uyandırır. Genelde tuvalette elini yıkıyormuş gibi yapıp oyalanıp herkesin gitmesini bekleyip öyle tuvalete giren insanlar vardır.
- Tuvalette kaka yaparken yalnız olmayı istemenin en önemli sebeplerinden biri de bu eylemin zaman zaman desibel yoğun bir uğraş olmasıdır. Ne bu sesin tonu ne de zamanı ayarlanabilir. Oradaki ses denizin üstündeki martılar kadar bağımsız ve özgürdür. Tuvaletten çıktığınızda “sen miydin lan o trombon” diyen olmasa da o imalı bakışlara katlanmaktansa herkesin gitmesini beklemek yeğdir.
- Kurumsal tuvaletlerin en kötü taraflarından biri de çok para harcanmış ve her daim temiz olan yer fayanslarıdır. Bunlar parlak olurlar. Dolayısıyla ışığı ve geri kalan her şeyi yansıtma özelliğine sahiptirler. Yan kabinde sizinle aynı hizada ve motivasyonla oturan bir kişiyle uygun bakış açısı yüzünden göz göze gelebilirsiniz. Çok iğrenç bir durumdur. Bunun için yere kağıt havlu serenler biliyorum.
- Yaşanan en çirkin şeylerden biri de insanın kaka yapma güçlüğü çektiği insandır. Eğer ortamda biri olsa o inlemeler ve ıkınmaların yarattığı yalvarmaya yakın sesler çok itici olur. Bu sesleri duyunca içerideki adamı tanımamak, çıktığında o adama saygısını kaybetmemek için çişini yapmadan tuvaletten kaçan, hatta işi bırakan adamlar tanıyorum.
- Yan yana kaka yapmak yeterince kötüyken aralarında ast üst ilişkisinin olması en iğrenç durumdur. “Osman bey bugün inlettiniz ortalığı” denmez müdüre. Müdür de “seni inisiyatif alasın diye tuttuk ama daha kakana sözün geçmiyor” diyemez size. Böyle pis pis bakışamazsınız da… Gözlerinizi bir yere sabitlemek en iyisidir. Ben genelde suya bakarım. Sanki musluktan akan su, su değilmiş de hayatın anlamıymış gibi dikkatle bakarım. Çıktıktan sonra bir on dakika da müdürle göz göze gelmemeye çalışırım.
- Ofiste bu işi yapacaksanız ilk yapacağınız şey telefonunuzun sesini kısmak olsun. Çevrede şöyle bir ses olsun ister misiniz: IııııOsman abi? Iııııbben seni… IIIIbi on dakika sonra arayayım mı? Yok abi mühim bir iş üstündeyim… Yok abi tabi senden mühim değil ama… Iıııııçıyorum abi. Hayır yanlış duymadın abi. Ben senin abi…”
- Ofiste kaka yaparken en büyük kurtarıcınız sifondur. Sifon sesi önler, klozeti pir u pak tutar ki sizin çıkmanızı kapıda heyecanla bekleyen patronunuz yarattığınız gotik sanat eserinden faydalanmasın. Giderek azalan su kaynaklarını ve tasarrufu düşünmek için çok yanlış bir zamandır bu…
Evinizde yapın. Gerçekten bak… Değmez bu kadar sıkıntıya…