Facebook - Page 2

Öğretmenler sosyal medyada Zaytung da paylaşamayacak

/

twitter hapisBirgün gazetesinin haberine göre İstanbul Beylikdüzü’nde iki okul müdürüne başta Gezi eylemi olmak üzere sosyal medyadaki paylaşımları nedeniyle Bakanlık inceleme başlattı. Eğitim Sen’li öğretmenler hakkında başlatılan incelemenin gerekçesi “devlet büyüklerine hakaret” ve “devlet memuru vakarıyla bağdaşmayan hareketlerde bulunmak” olarak gösterildi.

İl Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından görevlendirilen müfettişler tarafından saatlerce sorgulanan öğretmenlere 2012 yılından bu yana Tvvitter ve Facebook üzerinden yaptıkları tüm paylaşımları soruldu. Müdürlerden Twitter üzerinden yaptıkları sohbetler hakkında açıklama yapmaları da istendi. Soruşturulan ve hakkında açıklama yapılması istenen tvveetler arasında, 4+4+4 eğitim sistemine yönelik yorumlar, 2 Temmuz Madımak Katliamı ile organ nakli sırasında ölen hastalarla ilgili ifadeler de var.

[Tweet “MEB müfettişleri Zaytung’dan alınarak paylaşılan haberleri öğretmen soruşturmasına dahil etti”]

Tüm dünyada tartışılan sosyal medyanın kurumsallık ya da bireyselliği henüz bir eksene oturtulamadı ama maaşallah Türkiye’de böyle bir sorun yok. Eğer bir öğretmen payaşırsa öğretmene Milli Eğitim müfettişleri saldırıyor. Eğer polis saldırırsa içişleri bakanlığından insanlar bakıyor. Peki bu insanların özeli, kendilerini ifade edebilecekleri bir alan yok mu? Arkadaşlarıyla da mı konuşamayacaklar?

Facebook yarışma yapıp ödül dağıtmayı serbest bıraktı

/

Facebook-LikeFacebook’un dün yaptığı açıklama ile birlikte; markaların hayran sayfalarındaki beğeni, yorum ve gönderi özelliklerini yarışma amacıyla kullanmasına izin çıktı.

Markalar, ajansları aracılığıyla Facebook sayfalarında kampanya veya ödül kazandıracak yarışmalar düzenleyebilmek için bir uygulama kullanırken şimdi bunun yanında beğeni, yorum ve gönderi özelliklerini kullanarak da yarışma yapabilecekler. Bu gelişme ile birlikte artık her çaptan işletme Facebook sayfası üzerinden çok daha kolay bir şekilde yarışma düzenleyebilecek.

Bu müjdeyi bizlere bizlere Türkiye’nin ilk ve tek yarışma ajansı olduğunu iddia eden Yarışma Fabrikası’ndan Begüm Vatansever verdi: ’’Bu önemli gelişmenin hem avantaj hem de dezavantajları mevcuttur. Markaların Facebook üzerinden uygulama kullanmadan yarışma düzenlemesi, maliyetleri düşürmeye yardımcı olacaktır. Fakat manuel olarak katılım ve oylamanın gerçekleşecek olması iş gücünü arttırmasının yanında art niyetli kişilerin yarışmaları manipüle etme ihtimalini ortaya çıkaracaktır.’’

Facebook bu izinleri verdiyse yakın zamanda etrafımızda onlarca şirket yarışması görebiliriz. Şimdiye kadar yasaklanmış olması birçok önemli etkinliğin yapılamamasına neden oluyordu. Bundan sonra bu yarışmaların sayısı patlayarak artar. Ama Vatanseever’in de söylediği gibi sahtekarların sayısı da çok artacak. Hayırlısı diyelim, bekleyelim…

İşten atmasın diye patrona “like vermek”

/

facebook-likeYenibiris.com çok komik bir anket yapmış. Sonuçlar beni çok güldürdü. Sizlerle notlar halinde paylaşmak gerekirse:

  • Türkler sosyal ağlarda ziyaretçi başına 8,6 saat geçiriyor
  • Yöneticileri, sosyal ağlarda çalışanların karşısına doğal olarak çıkıyor
  • Japonya’da çalışanlar yöneticilerini takip etmek için baskı altında kaldıklarını söylüyor. İnternet araştırma şirketlerinden Macromill’in geçen şubat ayında 500 Facebook kullanıcısı arasında yaptığı bir araştırmaya göre, bu kişilerin yüzde 42’si üst düzey isimlerin arkadaşlık teklifinden rahatsızlık duyuyor.
  • Yenibiris.com üyeleri arasında e-posta yoluyla yapılan bir dizi anketle çalışanlara, yöneticilerini sosyal ağlarda takip edip etmedikleri ve bunun nedenleri soruldu. Sonuçlara göre, katılımcıların yaklaşık yüzde 72’si yöneticisiyle sosyal ağlar üzerinde arkadaş olmuş ya da onu takip ediyor. Çalışanların yüzde 58’i arkadaşlık talebinin yöneticisinden geldiğini söylüyor.
  • Yöneticiyle bağlantı kurma nedeninin başında ise “fikirlerini/paylaşımlarını merak etme” var.
  • Yüzde 12’si ise yöneticinin ısrarı üzerine takibe başlamış. Katılımcıların yüzde 40’ı, yöneticisini sosyal ağlarda sadece sessizce takip ettiğini, paylaşımları hakkında fikir yürütmediğini söylüyor.

Sosyal medyanızı ele geçirtmeyin

/

facebookTrend Micro, sosyal medya hesaplarının güvenliği için kullanıcıları ve kurumları uyarıyor. Trend Micro uzmanlarının verdiği bilgilere göre, tarayıcılar için sahte eklentiler yaratan saldırganlar, özellikle Facebook, Google+ ve Twitter hesaplarını ele geçirmeye çalışıyor. Google Chrome ve Mozilla Firefox kullanıcılarının hedef alındığı saldırılar, sahte bağlantılar üzerinden zararlı yazılımlar indirilmesini temel alıyor.

Sahte eklentilerin yüklenmesi için sahte bir video oynatma güncellemesi kullanılıyor. Kullanıcılar bu güncellemeyi gerçekleştirmek için tıkladıklarında sahte bir tarayıcı eklentisini bilgisayarlarında buluyor.

Chrome Service Pack 5.0.0 ve Mozilla Service Pack 5.0 olarak kendini tanımlayan eklentiler bir kez bilgisayara yüklendiğinde zararlı bir bağlantıdan kurulum dosyası indiriyor. Kurulum dosyası sosyal medya hesabını ele geçiriyor ve kullanıcıların bilgisi dışında aşağıdaki işlemleri gerçekleştiriyor:

  • Sayfaları beğeniyor,
  • Paylaşımlarda bulunuyor,
  • Gruplara katılıyor,
  • Arkadaşları gruplara davet ediyor,
  • Arkadaşlarla sohbet ediyor,
  • Yorum yapıyor,
  • Durumunu güncelliyor.

Özellikle Facebook, Google+ ve Twitter hesapları üzerinde bu işlemlerin gerçekleştirildiği saldırılar, zararlı bağlantıların yayılmasını amaçlıyor.

Bu tür saldırılara karşı kullanıcıların dikkatli olması gerekiyor. Siber suçlular, sıklıkla sosyal mühendislik yöntemlerine başvurarak kullanıcıları kandırmaya çalışıyorlar. Trend Micro Smart Protection Network ile zararlı bağlantılar engellendi ve tehditlerin Trend Micro güvenlik çözümleri bulunan sistemlere ulaşmasının önüne geçildi.

Sosyal medyaya geziden bakmak

/

twitter-kusu-gezi

Sosyal Medya Politika anketiyle ilgili araştırmanın tüm yazılarına ulaşmak için bu linke tıklayabilirsiniz

Gelelim sosyal medyadaki insanların Gezi – iktidar arasındaki düşünce yapısına… Gezi olaylarının sonuçları, insanların kafasında net bir biçimde iktidar karşıtlığı olarak oturmuş. İktidarı haksız bulanların sadece yüzde biri Gezi olaylarını haksız buluyor, yüzde 9’u da Gezi’yi bir yere kadar haklı buluyor. İktidarı haklı bulanların ise hiçbiri geziyi haklı bulmamış. Ama bu grubun yüzde 35’i Gezi olaylarını bir yere kadar haklı buluyor. Kafasındaki kavramlar tam oturmamış olanların ise hiçbir alanda tutarlı düşünemediğini görüyoruz. İktidarı bir yere kadar haklı bulanların yüzde 78’i geziyi bir yere kadar haklı buluyor.

Peki iktidar ve Gezi olayları olarak baktığımızda insanların fikirleri yerinden oynamış mı? Hemen hızlıca bakalım: Sosyal medyada yazılıp çizilenler sizin fikrini değiştirdi mi sorusunun cevabı yüzde 67 gibi çok net bir oranla HAYIR! Soruyu farklılaştırıp soruyoruz: Sosyal medyada yazılanların Gezi olaylarıyla ilgili insanlara karşı bakış açınızı değiştirdi mi? Bunun da cevabı Yüzde 50 gibi net bir oranla EVET!.. Bu soruda herkes bana “keşke birileri hakkında fikri değişen insanların fikirlerini negatif mi yoksa pozitif yönde mi değiştirdiğini sorsaydın” dedi. Bunu düşünmüştüm gerçekten de. Ama anketi hazırlarken sahip olduğum kafamla bunun insanları yargılamak olabileceğinden korktum. İyi ya da kötü yönde… O yüzden de sadece fikir değişikliği yaratıp yaratmadığına baktım. Ama sonradan fark ettim ki aslında bunu yapsak gerçekten de farklı çapraz sorgulamalarla anketi farklı bir yöne çekebilirmişim… Keşke yapsaymışız ama bu da anketin kaçmış bir treni oldu. Samimi bir biçimde itiraf ediyorum.

Yine iktidar konusuna dönecek olursak: Kullanıcılara sosyal medyada yazılanların politikacılar konusundaki görüşlerini değiştirip değiştirmediğini sordum. Bu noktada cevap biraz daha az şeffaf hale gelerek yüzde 48 EVET yüzde 36 HAYIR oldu.

Bence bu soru setinin en ilginç sonuçlu sorularından biri kullanıcılara kendileri hakkında sorduğum soru… Kullanıcılara sadece evet ya da hayır cevabı verecekleri sade bir soru yönelttim: Sosyal medyada yazılanlar ile kimsenin fikrini değiştirdiğinizi düşünüyor musunuz? Anketin en zor sorularından biriydi bu. Çünkü biraz egoların ortaya çıkmasını sağlayacaktı. Kullanıcılar yüzde 64 gibi büyük bir oranla evet cevabını verdiler. Bu soruya yapılacak çok çıkarım var ama benim aklıma gelen en mantıklı olanı insanlar eğer yüzde 67 gibi bir oranla fikirlerini değiştirmiyorlarsa ve diğerlerinin fikirlerini yüzde 64 gibi bir oranla değiştirdiklerini söylüyorlarsa burada bir yanılsama var. Ya aslında fikirleri değişiyor ve onlar bunun farkında değiller ya da birilerinin fikirlerini değiştirdiklerini düşünüyorlar ama aslında öyle bir şey yok.

Bence ikinci seçenek daha mantıklı.

Sosyal Medya’nın politikayla ne alakası var?

/

sosyal medya politika

Sosyal Medya Politika anketiyle ilgili araştırmanın tüm yazılarına ulaşmak için bu linke tıklayabilirsiniz

Sosyal medyanın politikayla ne alakası var? İşte temel sorumuz ve sorunumuz bu. Bu iki arasındaki giriş çıkışları incelemek için Arman Acar ile birlikte kendimizi riske atmak istedik. Bulacağımız cevaplar bize ve sosyal medyayı küçük çocukların tüm oyuncaklarını burunlarına soktuğu gibi kullanan politikacılara yol göstermesini umduk.

Arman Acar, hızlı düşünen ve işten kaçmayan biri olunca da hemen hızla bir anket düzenledik. Dünyanın en iyi ve bilimsel anketi değildi. Ama olaylar henüz üstünde sıcaklığını taşırken bu anketin yapılması gerekiyordu. Bu anlamda işe koyulduk.

Anketi hazırlarken bunun tüm dünyayı kapsayacak evrensel bilgiler vermeyeceğini biliyorduk. Zira bizim zaman ve kaynak eksikliğimizi göz önünde bulunduracak olursanız ortalama bizim takipçimiz bir kitlenin sesi olacağı gün gibi aşikardı. Ama kısa bir zaman dilimi içinde Serdar Kuzuloğlu gibi çok zamanlar kader birliği yaptığımız ve çok geniş bir yelpazeye hitap edebilen insanların gönüllü omuz desteği sayesinde anket ummadığımız bir çevreye yayılmış oldu.

Hakkını mutlaka vermek lazım, sosyal medya çevresi de bu ankete çok inandı ve gerçekten politikacılara yön ve hedef verme çabasıyla kıymetli dakikalarını vererek ülkeye hatta dünyaya artı bir kattı.

Anketi ne için yaptığımızı biraz daha açmak gerekirse… Biz birilerini ön plana çıkarmak, bir kesimin diğerinden daha iyi ya da kötü olduğunu kanıtlamaya çalışmaktansa bir fotoğraf çekmek istedik. Bu fotoğrafa farklı açılardan bakarak çapraz sorguları ön plana çıkarmak ve sosyal medyanın politik fikirlerin gelişimi üstündeki katkısını, insanların orada görmek istediği profili ortaya koymaya çalıştık.

Yaklaşık bin kişinin doldurduğu bu ankette demografik ortalamamız sosyal medya için yapılan diğer anketleri tutuyordu. Yaklaşık yüzde 60 civarlarında erkek ve 33.5 yaş ortalamasına sahip bir kitle çıktı karşımıza. Soruların hiçbirini zorunlu tutmamamıza rağmen birçoğuna neredeyse yüzde 100 oranında cevap aldık.

Gezi eylemlerine katılan veya onu haklı bulan kitle, demografisi hemen herkes tarafından aşağı yukarı tahmin edilebilen bir yapı içerdiği için bu soru bizim için anahtardı. Ankete katılanların yüzde 73’ü gezi eylemlerini haklı bulurken yüzde 19’u bir yere kadar bu eylemleri haklı buldu, yüzde 8’i ise haksız bulduğunu beyan etti. Bu sorunun sağlaması niteliğindeki Gezi olayları sırasında iktidar partisi söylemlerinin haklı olup olmadığını sorduğumuzda karşımıza yüzde 80 haklı, yüzde 10 bazen ve yüzde 10 haksızdı çıktı.

Twitter’da kaç paralık adamsınız?

/

LeonardoDiCaprioİnternet çok komik bir yer. SNpros.com isimli bir internet sitesi kullanıcıların Twitter hesapları üstünde bir değerleme sistemi kurmuş. Diyor ki “Bu hesapları satmak yasak. Ama satsaydınız, eğer Twitter buna izin verseydi hesabınızın kaç para edeceğini biz size söyleyebiliriz diyorlar. Bunu değerleme sistemi olarak takipçi sayınız, attığınız mesaj sayısı, hesabınızın kaç zamandır kullanıldığı gibi somut kriterlerden yola çıkmışlar.

Ben de onların kurduğu bu sistemi kullanarak Türk Twitter kullanıcısı kaç para eder konulu bir araştırmaya girdim. Bunların sonuçlarını sizinle paylaşıyorum.

Başbakanımızdan başlayalım: Recep Tayyip Erdoğan’ın hesabı normalde paha biçilemez. Ama satmak isteseydi kaç olurdu diye baktığımızda karşımıza çıkan rakam 4 milyon 79 bin dolar. Kemal kılıçdaroğlu’na baktığımızda bu rakam 1.5 milyon dolara düşüyor. Devlet Bahçeli’nin hesabı ise 623 bin dolarda kalıyor.

İnternetin ses getiren politik isimlerine baktığımızda öncelikle aklımıza İstanbul valisi Avni Mutlu geliyor: 400 binin üstünde takipçisi olmasına rağmen az mesaj gönderdiği için valinin hesabı 138 bin dolar civarında. Buna karşın Ankara’nın Twitter’a armağan ettiği neşeli sime İ. Melih Gökçek 1 milyon 79 bin dolar ediyor. 4 Melih Gökçek Bir Erdoğan ediyor hesabın ettiği parasal değerlerle baktığımızda…

AKP milletvekili ve kabineye bakacak olursak: Egemen Bağış 766 bin, Bülent Arınç 439 bin, Ali Babacan 694 (ısınamadı Ali Babacan bu ortama), Beşir Atalay 8 (Yazık birileri bir el atsın şu bakanın sosyal medyasına), Bekir Bozdağ 253 bin, Sadullah Ergin 0 (hiç hesabı yok), Fatma Şahin 445 bin dolar, Nihat Ergün 14 (Kendisi bilim ve teknolojiden sorumlu bakandır), Faruk Çelik 130 bin, Erdoğan Bayraktar 50 bin, Ahmet Davutoğlu 1 milyon 56 bin, Zafer Çağlayan 0 (kendisi ekonomiden sorumlu), Taner Yıldız 0, Suat Kılıç 650 bin, Mehdi Eker 2 bin, Hayati Yazıcı 0, Muammer Güler 27 bin, Cevdet Yılmaz 8 bin, Ömer Çelik 202 bin, Mehmet Şimşek 405 bin, Nabi Avcı bin, İsmet Yılmaz 0, Veysel Eroğlu 148 bin, Mehmet Müezzinoğlu 110 bin, Binali Yıldırım 8 bin dolar. Özetle kabinenin tamamının hesaplarının toplamı 8.8 milyon dolar yapıyor. 26 üyeli kabinede biraz çarpma bölme yaparsanız bakan başına 338 bin dolarlık hesap yapıyor.

Bu arada benim hesabımın değeri 5.900 dolarmış. Ama satmam.

Barack Obama eğer Twitter hesabını satacak olsa 44 milyon dolardan, yani bizim kabinenin toplamının 5 katı fiyatından gidiyor.

Kabinemizin toplam değeri, Leonardo Di Caprio ile 50Cent isimli müzik grubunun arasında bir yerde…

Kimsenin kaç paralık adam olduğunu Twitter hesabına bakarak çözemezsiniz. Zaten bu da kimsenin adamlığının göstergesi değil. Sosyal medya kullanımı ile alakalı bir şey. Ama şunu unutmayın: Eğer 26 tane bakan sosyal medyada Kim Kardashian kadar bir değer yaratamıyorsa bunu kendi içinde tartışıp çözümlemesi, veya Twitter’ı şer ortamı ilan etmemesi gerekir…

Gezi olayları liderlere artı yüzde 10 takipçi verdi

/

twitter

Gezi Parkı olayları liderlerin internet mevcudiyetinde ciddi değişikliklere sebep oldu. Bunları kısaca maddelerle paylaşmak gerekirse:

  • Kemal Kılıçdaroğlu, Devlet Bahçeli ve Recep Tayyip Erdoğan’ın takipçi sayıları 31 Mayıs – 1 Haziran’da bir günde sihirli bir değnek dokunmuşçasına yüzde 10 arttı
  • Vali Avni Mutlu’nun Twitter takipçileri 31 MAyıs’tan Temmuz’un ortasına kadar 300 bin yani yüzde 250 arttı.
  • Başbakan 31 Mayıs’tan 13 Temmuza kadar 418 mesaj atmış. Bu sayı, 11 Kasım 2010 tarihinden bu yana attığı mesajların yüzde 25’ine tekabül ediyor
  • Kemal Kılıçdaroğlu aynı tarih diliminde 16 mesaj atmış
  • Devlet Bahçeli aynı dönemde 39 mesaj atmış
  • Devlet Bahçeli, Kemal Kılıçdaroğlu ve Recep Tayyip Erdoğan kimseyi takip etmiyor
  • Facebook olarak bakıldığında Recep Tayyip Erdoğan’ın takipçilerinin yüzde 25’i yurt dışından geliyor.
  • Erdoğan’ı yurt dışından takip eden ülkelerin başında 80 bin ile Almanya gelirken ikinci sırada ilginç bir biçimde Mısır 63 bin takipçiyle geliyor

Yalancı takipçileri nasıl anlarsınız?

/

fake usersSosyal medyada çok insan var da bu çok insanların hangilerinin gerçek hangilerinin sahte olduğunu nasıl anlarız? Social Bakers kurallarına göre gidelim. Çok kolay tanılar yapmışlar:

  1. Eğer seni takip eden her 1 kişi için 50 kişiden fazlasını takip ediyorsan sahtesin
  2. Eğer her zaman kullanılan SPAM ve reklam metinlerindeki cümlelerin yüzde 30’undan fazlasını kullanıyorsan sahtesin
  3. Yazdıklarının yüzde 90’ından fazlası birilerinin söylediğini tekrarlamaksa sahtesin
  4. Aynı şeyi üç kereden fazla gönderiyorsan sahtesin
  5. Gönderilerinin yüzde 90’ı linklerden oluşuyorsa sahtesin
  6. Hesabından hiç Tweet atılmadıysa sahtesin
  7. Hesabın iki aylık ama hala bir profil resmin yoksa sahtesin
  8. 100’den fazla insanı takip ediyor ama hala ne adını ne bulunduğun yeri tanımlamamışsan sahtesin

Bunların her birinin birbirinden farklı sanhte olduğunu gösteren puanları var. Yani 9 madde de aynı ağırlıkta değil.

Eğer kullanıcılarınızın yüzde 10’dan azı sahteyse sorun yok. Bu oran herkesin başına gelebilir bir şey. Eğer siz de kaç sahte kullanıcınızın olduğunu görmek isterseniz Social Bakers’ın ilgili sayfalarına bir göz atın. Eğlenceli bir aktivite…

Twitteraudit’ten birkaç farklı gerçek kullanıcı yüzdesi verelim sizlere

Serhat Ayan @Serhatayan %84

İ. Melih Gökçek 06melihgokcek %66

Recep Tayyip Erdoğan @RT_Erdogan %39

Vali Avni Mutlu @valimutlu %76

Hüseyin Çelik @hc_huseyincelik %59

Mehmet Görmez @DIBMehmetGormez %76

Mehmet Şimşek @memetsimsek %54

Fatma Şahin @FatmaSahin_ASPB %61

Bülent Arınç @bulent_arinc %49